Üçüncü Uluslararası İbn Haldun Sempozyumu Gerçekleştirildi.
Fatih Sultan
Mehmet Vakıf Üniversitesi ile Bağcılar Belediyesi ve İstanbul Araştırma ve
Eğitim Vakfı (İSAR) tarafından ortaklaşa düzenlenen 17 ülkeden 41 konuşmacının
sunum yaptığı “Uluslararası İbn Haldun Sempozyumu” başarıyla tamamlandı.
Dünyaca ünlü bilim adamı Prof. Dr. Şerif Mardin ve 2005 yılında dünyanın en
önemli 100 entelektüeli arasında 73. sırada yer alan Afrika Çalışmaları Birliği
Başkanı Ali Mazrui’nin yanı sıra dünyaca tanınmış akademisyen, tarihçi,
sosyolog, yazar ve gazetecilerin katıldığı sempozyuma yoğun katılım oldu.
Sempozyum,
klasik kaynaklarımızdan beslenerek Batı’ya entelektüel bağımlılıktan kurtulmak,
Avrupa-merkezci pozitivist sosyal teorilerin hakimiyetinden sıyrılarak
alternatifler üretmek ve düşünce geleneğimizde bir müddet sekteye uğrayan İbn
Haldun’cu yaklaşımı canlandırıp, güncel sorunlara uygulayarak geliştirmek
yolunda önemli bir adım teşkil etti. Toplam 9 oturumla tamamlanan sempozyumun
İbn Haldun’un düşüncelerinin ve sosyal olayları tahlil yöntemlerinin günümüz
dünyasında işlevsel hale getirilerek, tüm sosyal eğitim ve araştırma
alanlarında uygulamaya konulması için somut öneriler de getirildi.
“TEORİLERİNDE SONSUZ HAYATA
GÖNDERME YAPTI”
Prof. Mardin, Prof Mazrui’yi
takdim konuşmasında Batı ve İslam epistemolojilerinin arasındaki farkı
açıklarken, Batı’da başarının güç ve zenginlik ile ölçüldüğünü, İslam
dünyasında ise bunların ötesinde sonsuz bir hayat tahayyülü olduğunu ve İbn
Haldun’un da teorilerini bu sonsuz hayata gönderme yaparak inşa ettiğini
belirtti.
Mazrui de, İbn Haldun’a
referansla, küresel değişimlerin Türkiye’yi yakın gelecekte İslam dünyasına
liderlik etmeye zorladığını ifade ederek, bu bağlamda Türkiye’nin küresel
yerini sorgulayıp yeni sorumluluklar alması gerektiğinin altını çizdi.
“İSLAMİ COĞRAFYANIN TÜRKİYE’YE
İHTİYACI VAR”
İbn Haldun’un devlet teorileri
ışığında, Osmanlı Devleti’nin çözülmesinden sonra o coğrafyanın birlik ihtiyacı
çektiğinive Türkiye’nin bunu sağlama
konusunda gecikmiş olduğunu ifade eden Mazrui, Türkiye’nin günümüzde Afrika
üzerinde hala devam eden etkisine de işaret etti. Mazrui, bu etkinin Osmanlı
Devleti’nin vaktiyle adalete dayalı kurmuş olduğu iktisadi, siyasi ve hukuki
sistemden kaynaklandığını belirtti.Bilim kurulu başkanı Recep Şentürk ise İbn Haldun’un realist ve
ampiristtir ama bu onun bazılarının iddia ettiği gibi pozitivizmin, Marksizm ya
da sosyalizmin ‘öncüsü’ olduğu manasına gelmediğini belirtti. Şentürk,”İbn
Haldun’un teorileri İslami varlık ve bilgi anlayışı ve özellikle de fıkıh
üzerine inşa edilmiştir.” dedi.
Sonuç Bildirgesi’nde İbn
Haldun’un İslam düşünce geleneğinin bir ‘istisnası’ değil ‘kuralı’ olduğu ifade
edildi.Bildirgede ayrıca, İbn Haldun’un
teorilerinin evrensel olduğunun vurgulandığı ifade edilerek, şöyle denildi:
“İbn Haldun’un ekonomi ve siyaset
üzerine olan teorilerinin Hindistan, Libya, hatta Amerika gibi ülkelerdeki
güncel ve tarihi olguları anlamada kullanılabileceğini göstermişlerdir.”
Yine Bildirgede, İbn Haldun’un
genelde yüzeysel bir şekilde ‘milliyetçilik’ olarak anlaşılan ‘asabiye’
kavramının da günümüzde Arap Baharı ve Gezi Parkı gibi sosyal olayların
incelenmesinde kullanılabileceği de kaydedilerek,“Batı kaynaklı teorilerin
öngöremediği bu hareketler, katılımcılar tarafından eski tarz ‘asabiye’lerin
çözüldüğü, yeni ‘asabiye’ formlarının oluştuğu şeklinde açıklandı ve İbn
Haldun’un bu gibi olaylara getirdiği analitik yaklaşımdan, siyasetçilerin
mutlaka istifade etmesi gerektiği belirtildi.” Denildi.
Yine, A.B.D. eski Başkanı Ronald
Reagan gibi siyasetçilerin de İbn Haldun’un ekonomik teorilerinden ilham almış
olduğu hatırlatıldı.
Bildirgede şu başlıklara yer
verildi:
İbn Haldun’a olan ilginin, geniş
İslam coğrafyası ve dünya çapında artarak devam edebilmesi için birçok öneri de
dile getirildi. Bunlar arasında dikkati çekenler şunlardır:
- Sempozyum bildirilerinin hem
akademik hem de popüler bir formatta yayınlanıp hem konunun uzmanı
akademisyenlere hem de gündelik hayatımıza yön veren siyasetçi, yönetici,
eğitimci ve sanatçıları da içine alan geniş kitlelere ulaştırılması;
- Daha sonraki sempozyumlarda İbn
Halduncu yaklaşımla, iktisat ve siyaset yanında medeniyetin somut diğer
boyutlarının da tartışılması;
- Yerel yönetimlerin sosyal
politikalar üretirken İbn Haldun’dan istifade etmeleri;
- İbn Haldun konferanslarının,
İbn Haldun için önemli olan coğrafyalarda, -örneğin Tunus’ta- yapılmaya devam
edilmesi.
- İbn Haldun külliyatının çeşitli
dünya dillerinde güncel çevirilerle tekrar basılması ve özellikle Mukaddime’nin
gölgesinde kalan diğer eserlerinin de tercüme edilerek yayınlanması.
- İbn Halduncu yaklaşımla güncel
meseleleri araştıracak merkez ve enstitüler kurularak, yürütülecek
araştırmaların desteklenmesi ve öğrenciler yetiştirilmesi.
- Uygulamalı İbn Haldunculuk
yaklaşımı ile ilgili çalışmaların yayınlanacağı uluslararası hakemli bir dergi
çıkarılması.
Üçüncü Uluslararası İbn Haldun Sempozyumu Gerçekleştirildi.
Üçüncü Uluslararası İbn Haldun Sempozyumu Gerçekleştirildi.
Üçüncü Uluslararası İbn Haldun Sempozyumu Gerçekleştirildi.
Üçüncü Uluslararası İbn Haldun Sempozyumu Gerçekleştirildi.